Ana içeriğe atla

Arkadaşlar, Trajedi var, Savaş.

Birçok normal insan gibi ben de Ukrayna halkı için acı çekiyorum...

Ukrayna’da arkadaşlarım, öğrencilerim, meslektaşlarım, seyircilerim, hatta tanımadığım insanlar, bugün cesurca savaşıyor. Sadece kendi toprakları ve aileleri için değil; gerçek için, gerçeğin bilinci için, ışık ve sevgi için ve en önemlisi hepimiz için savaşıyorlar. Evet, hepimiz için. Medeniyetimiz için. Çünkü bugün sorulması gereken en önemli soru şu,

-Biyolojik türümüz nedir, homo sapiens mi?

Biz hayvan mıyız? Acımasız makineler miyiz? Biz kimiz? İnsan mıyız? Eğer biz insansak. İnsan olmak kendinin en yüksek aşaması olmak demektir. Eğer ben antropolojik düşüncenin en üst aşamasındaysam, o zaman bu ne anlama geliyor?

İşte böyle bir soru var. Bu soruya benim kişisel cevabım şu. Ben bilinçli yaşayan, zeki ve ruhsal bir varlığım. Sevmeyi becerebilen biriyim. Şefkatli olabilirim. Yardım edebilirim. Işığı taşıyabilecek en yüksek, en önemli değerin verildiği varlık benim. Tüm bu kabusa ve cehenneme rağmen, yaşanan trajedi ’den çok önemli bir ders çıkarabiliriz ve bizim alabileceğimiz en yüksek ödül bu olur.

Varşova’da yaşıyorum. Ve biz bugün burada Polonya’da bütün gün Ukraynalı kız kardeşlerimize, erkek kardeşlerimize yardım ediyoruz. Hem fiziksel, hem zihinsel, hem de ruhsal olarak elimizden gelen her şeyi yorulmadan yapıyoruz. Ukraynalı aktörlerimize, yönetmenlerimize, tiyatro çalışanlarımıza yardım ediyoruz, tüm insanlara, herkese mümkün olduğunca yardım etmeye çalışıyoruz. Tüm Ukrayna halkıyla birlikte acı çekiyoruz, ancak elbette acımız, acının derecesi şu anda Rus saldırganının bombaları altında olan insanların yaşadıklarıyla karşılaştırılamaz. Ne Putin ne de Rus yetkililer hakkında çok fazla yazmak istemiyorum çünkü bu insanlar bunu hak etmiyor. Ve ben gerçekten, içtenlikle onlar için üzülüyorum, çünkü yapılanlar ve yapmaya devam ettikleri şey inanılmaz kötü, herkesi yarattıkları bu cehenneme gönderdiler. Onlar cehennemde. Her ne kadar cehennem, bombaların düştüğü, insanların öldürüldüğü bir yer olmasa da, orada trajedi var, acı var, ama bir de gerçek var, hayatın en yüksek gerçeği, acı çeken masum insanların ruhlarından yayılan ışık var. Elbette cehennem, insan ruhundaki karanlıktır, insanın tüm varlığını kaplar, ışığa, sevgiye ve bilgeliğin yüksek gücüne giden yolu kapatır. Ve böyle bir cehennem, bizim yaşayabileceğimiz en korkunç durumdur. Tanrım bunu bize verme. Bugün kalplerinde bu cehennemi yükselten insanlar Rus bayrağı altında savaşıyorlar, kendilerine Rus diyorlar, kendilerine Rus diyorlar. Ama kötülüğün bir ulusu var mı? Karanlığın bir ulusu var mı? Şeytanın bir ulusu var mı? Şimdi Rusya’da inanılmaz cesur insanlar var, hayatlarını riske atan cesur insanlar (ve bu artık yüksek sesle söylenen bir kelime değil, bu bir gerçek) bu çılgınlığı bir şekilde durdurmak ve ışık getirmek için ellerinden gelen her şeyi, mümkün olan her şeyi yapıyorlar, onlar yardıma ihtiyacı olan herkese yardım edebilir ve bugün herkesin bir şekilde yardıma ihtiyacı var.

Dürüst ve vicdanlı insanlar tutuklanacaklarını daha önceden bile bile sokağa çıkmaya devam ediyor. Korkusuz gazeteciler kalan fırsatları kullanarak, aslında neredeyse artık hiç kalmayan, hala Putin hükümetinin vahşeti hakkında konuşmaya çalışıyor.

Bugün bana sürekli soruluyor, Rus halkı neden susuyor? Ve Rus halkı neden Putin’i destekliyor veya neden tarafsız olmaya çalışıyor? Ama gerçek şu ki, “Rus halkı” toplumsal ve politik anlayışta değildir. Rusya’da yaşayan 140 milyon insan farklı uluslardan ve en önemlisi de kesinlikle farklı etik ve ahlaki değerlere sahip insanlardır. Tek “Rus halkı” anlayışı yoktur. Kendi gelişimlerini güçlendiren, ahlaki, psikolojik, ruhsal düşüncesini geliştiren, ya da diğer eylem ve işleriyle ilgilenen insanlar var.

Dünya artık uzun zamandır uluslara ve halklara ayrılmış değil. Bölme çizgisi artık uzun zamandır her kişinin kendi içindedir. Rus halkının hareketsiz olduğunu ya da Putin’i desteklediğini söylemek hiç bir şey ifade etmiyor. Çünkü son günlerde günde 20 saat Ukraynalılara yardım etmek ile meşgul olan, kendi hayatlarını riske atan, ellerinden gelen her şeyi yapan ben ve benim arkadaşlarım, Rus halkı benim. Ve evet. Resmi olarak Rusya şu anda korkunç bir şey yapıyor – Ukraynalı kız ve erkek kardeşlerini öldürüyor, ama tekrar ediyorum, “Rusya” nedir? Putin mi? Onun gücü mü? Rusya bu mu? Bu korkunç insanlar Rusya’yı yaptıkları kötülükleri kapatmak için bir kalkan olarak kullanıyor. Ve evet. Kendimi olanlardan ve olmaya devam edenlerden sorumlu tutmuyorum. Evet, benim kuşağım, 2000’li yılların başlarında Rus aktrisler kendi kariyerleri ile çok fazla meşguldüler, kendilerini kişisel sanatları ile bilinçli olarak politikadan ayırdılar, yanlışlıkla sanatçının politik yaygaradan uzak durduğuna inandılar ve bu durum, çıldırmış olan Rus cumhurbaşkanının tüm bu kabusu düzenleyebilmesini sağladı. Ama bu Rus pasaportu olanlar ve Rusça konuşanlar için, bizimle olan ilişkilerde adaletli olacak mı, Putinistlerin Ukraynalılara karşı kullandıkları agresiflik ve kötülüğü kendi halkına karşı uygulayacak mı, bu özellikle önemli, saldırganlığı bize karşı uygulamak adaletli olacak mı?

Ukrayna’da büyük bir trajedi gerçekleşti. Rusya’da büyük bir trajedi yaşandı. Bu yüzden, bir zamanlar Rus işgalinin kurbanı olmuş Litvanyalılar, sizden rica ediyorum, SSCB’nin komünist rejimini, Putin’in gücünü, Ukrayna’da savaşı destekleyen Rusları ve Rus vatandaşlığına sahip ve Rusça konuşan insanları, bir bütün halinde birleştirmeyin, onlar da bugün aynı sizin gibi, kötülüğe, agresifliğe ve tiranlığa karşı özgürlüğü savunuyorlar. Ve dahası, elbette haklı öfkelerini hem “klasikler” hem de çağdaşlarımız olan Rus yazarlara ve sanatçılara yayacaklar, çünkü onlar(biz) ana konu hakkında –karanlığa karşı ışığın zaferini konuşuyor ve yazıyor(uz). Karanlığın yasası öyledir ki, agresifliğin yardımıyla kendi topraklarına çekilir ve insanı agresif yapmak için onu kalbinden vurur. Çünkü saldırgan olduğumuzda, onunla savaştığımızı düşünsek bile, kendimizi zaten otomatik olarak karanlığın tarafında buluyoruz. Karanlıkla savaşılamaz, Karanlıkla savaşılamaz, Karanlık sadece bir şekilde yenilebilir – Işıkla. Işık karanlığı dağıtır. Ve Yuhanna’nın dediği gibi: “Işığın olduğu yerde karanlık yoktur.” Öyleyse hep birlikte kendimizden ışığı yayalım ve bunda hiç şüphe yok ki er ya da geç karanlığı kesinlikle dağıtacaktır.

Rus-Polonyalı yazar ve yönetmen,
İVAN VIRIPAYEV

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

YAŞANMIŞLIKLARIN ÜÇ DÖNEMİ VARDIR

  YAŞANMIŞLIKLARIN ÜÇ DÖNEMİ VARDIR Yaşanmışlıkların üç dönemi vardır .    Ve ilki sanki dün gibidir .   Ruh, onların kuts al tonozu altında ,   Ve beden onların gölgesinde huzur bulur .    Henüz kahkahalar donmadı , gözyaşları süzülüyor ,   Masanın üzerindeki mürekkep lekesi silinmedi Ve kalpte bir mühür gibi , o öpücük ,   Tek, veda eden , unutulmaz ...   Fakat bu uzun sürmez ...   Artık başının üzerinde bi r tonoz yok, bir yer de   Issız bir obada yalnız bir ev ,   Kışın soğuk , yazın sıcak ,   Her yerde örümcek ve her şey tozla kapl ı ,   Mektuplar yakılmış , küle dönmüş ,   Portreler gizlice değiştiril miş ,   İnsanlar mezar üstüne gider gibi ,   Döndüklerinde ellerini sabunla yık ıyor ,   Kaçamak gözyaş larını siliyorlar   Yorgun göz kapaklarından , d erin bir iç çek er ek ..   Fakat saatler tik tak vurmaya de...

Selda Şahin okuyor! Anna Ahmatova ''Kahramansız Şiir''

BOŞLUKTA UÇMAK

BOŞLUKTA UÇMAK Oynanan yasak ve şiddet oyunu...politika-ötesi şantaj. Vatandaşa esir gibi davranan "hükumet" herkesi terörist ilan ediyor. Oturdukları koltukları çok iyi sömürdüklerini söyleyebilirim. Farkında mısınız bilmiyorum...kan damlıyor ellerinden. Çünkü iktidarların, varlığının meşruluğunu devam ettirebilmeleri için "terörizm" yaratması gerekmektedir. Yarattıkları "terörizm" haklılıklarını kanıtlamaya dayanak sağlar. Mutfağınızda sigara böreği sararken terörist oluverirsiniz...yağda kızarttığınız o puf puf sigara börekleri de silah oluverir. Siz terörist sigara böreği de silah olduğuna göre mutfağınızın can güvenliği yoktur...işi yokuşa sürmek istersem evinizin can güvenliğinin olmadığını da söyleyebilirim. Bu durumda siz...esir edilmeye mahkumsunuz.  Din ideolojisine sığınan sistem kendi yolunda ilerleyebilmesi, yoluna çıkan engelleri aşabilmesi için panik havası yaratır. Ortada var olmayan "panik" söz konusu ise; h...