Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Mart, 2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Arkadaşlar, Trajedi var, Savaş.

Birçok normal insan gibi ben de Ukrayna halkı için acı çekiyorum... Ukrayna’da arkadaşlarım, öğrencilerim, meslektaşlarım, seyircilerim, hatta tanımadığım insanlar, bugün cesurca savaşıyor. Sadece kendi toprakları ve aileleri için değil; gerçek için, gerçeğin bilinci için, ışık ve sevgi için ve en önemlisi hepimiz için savaşıyorlar. Evet, hepimiz için. Medeniyetimiz için. Çünkü bugün sorulması gereken en önemli soru şu, -Biyolojik türümüz nedir, homo sapiens mi? Biz hayvan mıyız? Acımasız makineler miyiz? Biz kimiz? İnsan mıyız? Eğer biz insansak. İnsan olmak kendinin en yüksek aşaması olmak demektir. Eğer ben antropolojik düşüncenin en üst aşamasındaysam, o zaman bu ne anlama geliyor? İşte böyle bir soru var. Bu soruya benim kişisel cevabım şu. Ben bilinçli yaşayan, zeki ve ruhsal bir varlığım. Sevmeyi becerebilen biriyim. Şefkatli olabilirim. Yardım edebilirim. Işığı taşıyabilecek en yüksek, en önemli değerin verildiği varlık benim. Tüm bu kabusa ve cehenneme rağmen, ...

Çehov ve Devrim (Anton Çehov yazı dizisi-3)

“İnsan doğası hakkında bildiğim herşeyi kendimi tanıma sürecinde öğrendim.”   Çehov bitmez. Zaman değişir; Çehov kalır. Çünkü o insan hakkında çok fazla şey yazdı. Sıradan bir doktordan daha ötesiydi. İnsanın ruhunu ameliyat ediyordu. Tüm bu sıkıcı, zavallı, gri insan kalabalığının kıyısından yumuşak ama derin bir sitem tonuyla geçti. Sahip olduğu çok yönlü bir persona(kişilik) sayesinde hayatın saçmalıklarını, kaosunu, acımasızca kınamayı iyi biliyordu.  Sadece eklemek istiyorum. Bu olağanüstü yazarın kitaplarını henüz okumadı iseniz; bu boşluğu kesinlikle doldurun.   “Mutlular, mutsuz kişiler sustukları için kendilerini mutlu hissederler.” (Bektaşi Üzümü) Çehov devrimci mi?  Devrim mi?  Elbette! Gökyüzünden baktı ve dedi ki: “Kötü yaşıyorsunuz, beyler!” Yalta’da yaşayan, aynı zamanda bir yazar olan Yelpatyevsky anlatıyor: Petersburg’un canlanma döneminde, 1905 devriminden önce Petersburg’dan Yalta’ya döndüğüm zaman, aynı gün, sabırsızlıkla beni ara...