Ana içeriğe atla

TİYATRO'DA DEĞİŞİMİN KÜFLÜ KOKUSU

Burnunuz iyi koku alıyor mu ? 
Hadi birlikte deneyelim...
Değişimin kokusunu 'buz kütlesinin içinde' dahi olsa alabiliriz. Bu günlerde sanatta devrim istemek moda olmasa gerek. 
Bana öyle geliyor ki, sanat hep hareketlilik içindedir, kendini yenilemeyi bilir. 

Zihnimiz bir kaya parçası olmadığına göre sürekli hareketlilik yaşamalı. 
Bu hareketlilik açık fikirli olmalıyız ve yeni fikirler üretmeliyiz, demektir. Oysa ki, sanat kurumlarımızdaki sessizlik geriye gidişe ivme kazandırıyor.
Şimdi birileri çıkıp sessiz kalmadık, sesimizi duyurana dek haykırdık diyebilir. Ancak aradan birkaç kişinin sıyrılıp, bu geri gidişe dur! demesi, farkındalık kazanmamıza yetmiyor.  Öyle ki, Devlet Tiyatrosu koltuklarında yerinin sağlamlığını korumaya çalışan iktidar adamları, yandaş tavrını sürdürmeye devam ederken, birkaç cılız sesin pas tutmuş kulakları açacağını ummak, caddede kulaç atmaya benziyor. 
Ve kesinlikle her zaman olduğu gibi ezberlenen cümleler yine başımızı ağrıtacak. İşte bakın. 
'Sanatıma Dokunma!' diyorlar. 
Güzel slogan. Kimse dokunmasın. 
Ancak; gerçekten sanatıma dokunma anlamında mı, yoksa kadroma, maaşıma dokunma anlamında mı? İki düşünceyi birbirinden ayıralım. 
++
Ve başka bir slogan daha. 
"Devlet Tiyatrosu bu sezon yerli dedi".  
Kendi kültürümüzü sahneye taşımak, genç oyunculara, yazarlara yer açmak, ufkumu genişleten bir ifade biçimi. Bu doğru. 
Fakat henüz kendi kültürümü bulabilmiş değilim. Zorla kabul etmemizi istedikleri Arap kültüründen ben de yoruldum. Bu kültür bize ait değil, bizi ifade etmiyor. 
Anadolu kültürü mü? Yoksa Arap kültürü mü? 
Koruyacağımız kültüre karar vermek zorundayız. 
Öyleyse tiyatrolar hangisine karar verecek?
Aman siyasete dokunmayalım, başımızı ağrıtmayalım, diyerek kendini mi kemirecek!
Bilmiyorum. 
Ve bizim sıkıntımız kesinlikle bitmiyor. 
Çünkü, bir taraftan kadrolu rejisör, kadrolu sanatçı sıfatları zehirli memuriyetin, tek tip algısını güçlendirmeye devam ederken, diğer taraftan da özel tiyatroları kendi hallerine bırakıp kendilerini imha etmelerini bekliyorlar. Bundan vaz geçmeliler. Bağımsız özel tiyatrolar hepimizin geleceği. En zor şartlarda yaratıcılık ortaya çıkıyor. Ve gerçekten özel tiyatrolar ülkemizin sanat üretim merkezi oldu. Kendimizi devlet tiyatrolarının halı altına süpürülmüş küf kokan durumundan kurtarmalıyız. Memur düşünce biçimi ve yaratıcılık aynı yerde yaşayamaz. Bu yüzden kültürel evrim hızımız inişe geçti. 
Ve bu öyle bir hız ki, hepimizin fiziksel değişiminden yüz kat daha fazla hareketli. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

YAŞANMIŞLIKLARIN ÜÇ DÖNEMİ VARDIR

  YAŞANMIŞLIKLARIN ÜÇ DÖNEMİ VARDIR Yaşanmışlıkların üç dönemi vardır .    Ve ilki sanki dün gibidir .   Ruh, onların kuts al tonozu altında ,   Ve beden onların gölgesinde huzur bulur .    Henüz kahkahalar donmadı , gözyaşları süzülüyor ,   Masanın üzerindeki mürekkep lekesi silinmedi Ve kalpte bir mühür gibi , o öpücük ,   Tek, veda eden , unutulmaz ...   Fakat bu uzun sürmez ...   Artık başının üzerinde bi r tonoz yok, bir yer de   Issız bir obada yalnız bir ev ,   Kışın soğuk , yazın sıcak ,   Her yerde örümcek ve her şey tozla kapl ı ,   Mektuplar yakılmış , küle dönmüş ,   Portreler gizlice değiştiril miş ,   İnsanlar mezar üstüne gider gibi ,   Döndüklerinde ellerini sabunla yık ıyor ,   Kaçamak gözyaş larını siliyorlar   Yorgun göz kapaklarından , d erin bir iç çek er ek ..   Fakat saatler tik tak vurmaya de...

Selda Şahin okuyor! Anna Ahmatova ''Kahramansız Şiir''

BOŞLUKTA UÇMAK

BOŞLUKTA UÇMAK Oynanan yasak ve şiddet oyunu...politika-ötesi şantaj. Vatandaşa esir gibi davranan "hükumet" herkesi terörist ilan ediyor. Oturdukları koltukları çok iyi sömürdüklerini söyleyebilirim. Farkında mısınız bilmiyorum...kan damlıyor ellerinden. Çünkü iktidarların, varlığının meşruluğunu devam ettirebilmeleri için "terörizm" yaratması gerekmektedir. Yarattıkları "terörizm" haklılıklarını kanıtlamaya dayanak sağlar. Mutfağınızda sigara böreği sararken terörist oluverirsiniz...yağda kızarttığınız o puf puf sigara börekleri de silah oluverir. Siz terörist sigara böreği de silah olduğuna göre mutfağınızın can güvenliği yoktur...işi yokuşa sürmek istersem evinizin can güvenliğinin olmadığını da söyleyebilirim. Bu durumda siz...esir edilmeye mahkumsunuz.  Din ideolojisine sığınan sistem kendi yolunda ilerleyebilmesi, yoluna çıkan engelleri aşabilmesi için panik havası yaratır. Ortada var olmayan "panik" söz konusu ise; h...