Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Temmuz, 2013 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Çapulcu Kaplumbağa

Ödülün nerede olduğunu bilmiyorum. Bildiğim şey, Her atlet her konuda tutkularına üstün gelmek zorundadır. Gezi olayları sürecinde adil olmayan bir süreç başlatıldı. Belagattan uzak, cümleler kuruldu. Padişahım çok yaşa denildi, padişaha soru sorulamaz hale gelindi. 10,5 yıldır "durmak yok yola devam" sloganına saplanan iktidar, solmuş bir çelengi başında tutmaya çabalıyor. Bazen durmak gerekir...öylece durup sanata... Mustafa Kemal'e bakmak gerekir. Kuşkusuz olan biteni özetlemek ve bunlardan "siyasi ders" çıkarmak mümkündür. Somut politikalar üretemedikçe sonuç hep kişiliksiz, yararsız, ve aldatıcıdır. Güneş ışığını, yanıltıcı bir tutulma ile kesmeye çabalamak tutarlı görünmüyor. Bayat sloganlar, içi boş "ilkeler" özgürlüğü temsil etmiyor. Demokrasi kelimesi parlatılarak "demokratik iktidar"  "çoğunluğun seçimi" gibi söylemler, bütünlüğü temsil etmemekle birlikte, paketlenmiş bir köleliğin sinyalle...

ADALET KOMŞUYA GİTTİ...AMA GELECEK

Ne iyi yürekliydi adalet...Mülkün temeliydi. Bir gün malı mülkü satınca  bizimkiler, Adalet küsüp gitti. Bir de öğrendik ki terazisini de götürmüş. Eee be adalet...madem gidecektin, bari teraziyi bırakıverseydin. Gel, uyma sen!  Burnu yalanla büyümüş pinokyolara, içini boşaltanlara alınma gücenme! Modern olacaksın! Paranın gücü, açgözlülüğü seni yanında tutmayı pek sever. Yağcılık yalamacılık yapıp kanını emmek isterler. Domuz bağı ile bağlarlar seni. Modern silahlar kullanarak havada vururlar. İktidar olur kendi hak ve hürriyetlerinin savunuculuğuna soyundururlar. Etme eyleme! Senin aramızda gücün büyük, terazin dengelidir. Evine dön! Eşitlikçi hakları savunmaya devam et, özgürlüklerimize sahip çık! Sana güvenimizi boşa çıkarmazsın bilirim, herkes sana güvenir, "adaletin kestiği parmak acımaz" diyecek kadar güvenirler üstelik. Güçlü olanın zayıf olanı yok etmeye gücünün yetmediği... Ne yazık ki cümleyi tamamlayamadım. Haberlerde okudum. Sincan cezaevinde tutuklu bulunan ...

Güç Satıyorum.

1776'da Matthew Boulton, buhar makinesini imal etmek için James Watt ile olan yeni ortaklığından büyük heyecan duyuyordu. O yıl, yaşamöyküsü yazarı James Bosswell, Boulton'u görmeye geldiğinde o böbürlenerek şöyle demişti: "Burada, ben bütün dünyanın sahip olmayı arzu ettiği şeyi satıyorum efendim: güç." Sevimli bir söz. Aynı zamanda, doğru da. Gezi parkı olaylarında yaşadığımız gibi; İktidar, sahip olduğu gücü kullanarak kendi halkına şiddet uyguladı. Barışçıl amaçlarla yürüyenler engellendi. Taksim meydanında piyano çalan piyanistin piyanosu iki gün gözaltında kaldı. Var olan biber gazı stokunu tüketecek kadar gaz kullanıldı hatta yetmedi yeni spariş verildi, onlar da kullanıldı. Gençler polis kurşununa kurban gitti. Ara sokaklarda sivil polisler ellerinde sopalarda halka saldırdı. Yetmedi eline satırını sopasını alan birkaç esnaf polisin arasına karışıp halka saldırdı. Dans etti gençler yılmadı. En zor anlarında bile müzik yaptılar, sesle...